Onlarca kitaba imza atmış, Pendik Yunus Emre Kültür Merkezi’nde devam eden Mesnevî sohbetleri, Cumhuriyet tarihindeki katılımı en çok ve en uzun süreli kültürel faaliyet olarak kaydedilmiş ve tek başına bir röportaj konusu olan İRFA İrfan Medeniyeti Araştırma Merkezi’nin kurucusu Muhammed Fatih Çıtlak'ın şimdiye kadar kimseyle paylaşmadığı hayatındaki çok önemli dönüm noktalarını anlattı.
İŞTE FATMA TUNÇER ÖNCÜ'NÜN FATİH ÇITLAK İLE ROPÖRTAJI
Bazıları için bir TV yıldızı… Bazıları için popüler kültürün bir parçası… Ama aslında o altın gibi, değerini bilenlerin yanında çok kıymetli bir mücevher… Aslında bu da kendi tercihi bence, çünkü bağıra çağıra kendini pazarlamıyor ve aslında onu sadece önyargısız bakanlar, popüler kültüre ve dayatmalarına teslim olmayanlar gerçek haliyle görebiliyor.
Harflerin her birine 1'den 1000'e kadar matematik değerler verilmiştir.
Ebced hesabı Fars ve eski Türk edebiyatında tarih düşürmede de kullanılmıştır.Meselâ İstanbul'un Fetih tarihi için Kur'ân-ı Kerîm'den "Âherûn" kelimesi düşürülmüştür. Bunların toplamı (elif+gayn+ra+vav+nun) = 1+600+200+6+50=857 çıkmaktadır ve bu tarih Hicri 857 (M. 1453) yılı olan fetih tarihidir.
Ayrıca şâir Fuzûli, Kanunî Sultan Süleyman'ın Bağdat'ı fetih tarihi olan 941 H. yılı için; "Geldi burc-i evliyaya padişah-ı namdâr" mısraını tarih düşmüştür.
Yine Sultan Abdülmecid'in saltanata geçişine de "Bir iki iki delik Abdülmecid oldu Melik" mısrası ile tarih düşmüşlerdir. Bütün hurûf-û hecâ denilen yirmi sekiz harfi içine alan "Ebced harf tertibinde" harflerin sayısal değerleri şöyledir:
Bu Aşk Bir Bahr-i Ummândır
Bu aşk bir bahr-i ummândır buna hadd ü kenâr olmaz
Delîlim sırr-ı Kur’ân'dır bunu bilende âr olmaz
Süre geldik ezelîden pîrim Muhammed Alî’den
Şerâb-ı lâ-yezâlîden içenlerde humâr olmaz
Eğer âşık isen yâre sakın aldanma ağyâre
Düş İbrâhîm gibi nâre bu gülşende yanâr olmaz
Kıyamazsan bâş ü câna uzak dur girme meydâna
Bu meydânda nice başlar kesilir hiç sorar olmaz
PADİŞAHIN İKİ KÖLEYİ SINAMASI
Bir padişah ucuza iki köle satın aldı. Onlardan birisiyle bir iki söz konuştu. Köleyi anlayışlı, zeki ve tatlı sözlü buldu. Zaten şeker gibi dudaktan ancak şeker şerbeti zuhur eder. Ademoğlu dilinin altında gizlidir. Bu dil, can kapısına perdedir. Bir rüzgar esti de kapıyı kaldırdı mı evin içinde ne varsa görürüz.
O evde inci mi var, buğday mı altın hazinesi mi var, yoksa yılan akreple mi dolu? Yoksa içerde hazinemi var da kapısında yılan beklemekte? Çünkü altın hazinesi bekçisiz olmaz. Köle, düşünmeden öyle söz söylemekteydi ki başkaları beş yüz defa düşünür de ancak öyle bir söz söyleyebilir.
Sanki içinde deniz var, deniz de baştanbaşa söyleyen incilerle dolu. Ondan parlayan her incinin nuru, Hak ile Batılı ayırır.