170. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ e: “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. İçinizdekini açıklasanız da, gizleseniz de, Allah sizi o yüzden hesaba çeker ve neticede dilediğini bağışlar, dilediğine de azâb eder. Allah, her şeye gücü yetendir” [Bakara sûresi(2), 284] anlamındaki âyet nazil olunca, bu durum Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbına ağır geldi. Bunun üzerine sahâbe, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna gelerek dizleri üzerine çöküp şöyle dediler:

- Ey Allah’ın Resûlü! Biz, namaz, cihad, oruç ve sadaka gibi gücümüz yeten amellerle mükellef kılınmıştık.

Oysa şimdi sana, gönlümüze gelen ve kalbimizden geçen şeylerden de hesaba çekileceğimize dair bu âyet nazil oldu; buna güç yetiremiyoruz. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sizden önce kendilerine kitap verilen yahudi ve hıristiyanların dediği gibi, işittik ve isyan ettik demek mi istiyorsunuz? Bilâkis siz, işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Bizi mağfiret eyle, bizi bağışla, nihayet dönüş sadece sanadır, deyiniz.”

Şeyh Nazım Kıbrisi

29 Ocak 2013

Bismillahirrahmanirrahim

Şükür Allah’a, şükür Mevla’mıza… Salat ve selam sultan enbiya efendimize… Bütün, Evliya ve Enbiyalara da selam olsun. Sultanımız miraç gecesi, O’nun hanesindeydi değil mi?

Allahuekber, Allahuekber…

Selamünaleyküm

Yarabbi Besmelenin kerametini bize lütfeyle. Besmele şerifinin kerametinin haddi, hududu yok…

Allahuekber…

Besmelenin kerametini bilseydik o zaman başka hiçbir söz söyleyemezdik.

Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim…

Besmele Şerife’nin bereketiyle insanlar yemek, içmek gibi şeyleri istemez.

Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim, Bismillahirrahmanirrahim…

Besmele Şerife’nin kerametinin haddi hesabı yok.

Sohbetten alınan notlar:

Dün, çok güzel bir söz okudum. Yapmak istediğimiz ama bir türlü yapmadığımız bir söz. Halvet büyüklerinden biri söylemiş. Üç kalp birleşiminde ne olursa o birleşme anında olur. Birleşme anında insan saadete, kemale ulaşır. Biz bir kalbi anlamakta bu kadar zorlanırken nedir bu üç kalp hep beraber bakalım:

1-)Kalbi Kuran: Kuran'ın kalbi yani Yasin süresi.

2-)Kalbi İnsan: İnsanın kendisi değil. İnsanın kalbi.

3-)Gecenin Kalbi: Gecenin son üçte birlik vakti. Teheccüd vakti.

M. Z. Kotku Hz.leri, Yasin okumak mevzuunda şunları söylemiştir:

"Gecenin yarısı, gecenin kalbidir. Kur'anın kalbi de Yasin-i Şerif'tir. İnsan gece yarısı kalkar, Yasin-i Şerifle iki rekat namaz kılar, kalbini Allah'a açarsa, bu üç kalp birleşince yeryerinden oynar. O kalp nazargahı İlahi olan gönüldür. İnsan o gönülle insandır, o gönül olmayınca insan neye yarar."

 Merhaba,

Haftalık sohbetlerin, metne dökülmüş halidir. Yalnışların çoğu yanlış yazılmasından kaynaklanıyordur. Bundan dolayı hoşgörürünüze sığınıyoruz.

Yararlı olması dileğiyle

168-169

168- عَنْ أَبِي سعيدٍ عبدِ اللَّهِ بنِ مُغَفَّلٍ ، رضي اللَّه عنه ، قال : نَهَى رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، عَن الخَذْفِ وقالَ : « إِنَّهُ لا يقْتُلُ الصَّيْدَ ، ولا يَنْكَأُ الْعَدُوَّ ، وَإِنَّهُ يَفْقَأُ الْعَيْنَ ، ويَكْسِرُ السِّنَّ »متفقٌ عليه .

وفي رواية : أَنَّ قريباً لابْنِ مُغَفَّلٍ خَذَفَ ، فَنَهَاهُ وقال : إِنَّ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم نَهَى عن الخَذْفِ وقَالَ : « إِنَّهَا لا تَصِيدُ صَيْداً » ثُمَّ عادَ فقالَ : أُحَدِّثُكَ أَن رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، نَهَى عَنْهُ ، ثُمَّ عُدْتَ تَخْذِفُ ،؟ لا أُكَلِّمُكَ  أَبداً .

168. Ebû Saîd Abdullah İbni Mugaffel radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sapan taşı atmayı yasakladı ve:

“Sapan taşı av avlamaz, düşman öldürmez. Sadece göz çıkarır ve diş kırar” buyurdu.

Sohbet 4.Bölüm

Bismillahirrahmanirrahim

Peygamberimizin, bizim sahibimiz olması!

Necip Fazıl’ın bir sözü vardır;

'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! ' fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik...

Peygamber Efendimiz ile olan ilişkimizi iyi kurmamız gerekiyor. Riyazüs'Salihin kişisel olarak bize yazılmış özel bir mektup olarak düşünmeliyiz. Herhangi bir tarikata girdiğimizde binlerce mürit arasında şeyh bir şey söylediğinde hemen üzerimize alırız. Sözü sanki bize söylemiş gibi hemen dikkate alırız. Peygamber Efendimiz ile olan ilişkimiz de böyle olması gerekiyor. Biz, Peygamberimize iki milyar Müslüman olarak iman ettik! Biz Peygamberimize topluluk olarak iman etmiyoruz. Bu şekilde topluluğa mal edilmiş bir imanın nasıl sorunlar ortaya çıkaracağını anlatmaya çalışacağız.

Peki, nasıl iman ediyoruz? Tek, tek ferdi olarak iman ediyoruz!

Hz. Peygamber Efendimize diyoruz ki; Ben sana geldim ve sana bağlandım diyoruz. 

Bismillahirrahmanirrahim

Sohbet 3.Bölüm   

İnsanın Ruhunun Serüveni (Mantıku't Tayr)

İnsan 4000–5000 yıllık tecrübesiyle insandır.

Zaman ve mekân insanın hapishanesidir. Zaman ve mekândan çıkarak İbn’ül Arabi ve İmam-ı Gazali gibi büyüklerin talebesi olabiliriz. Gerçi onlara sorsak kendilerini talebe olduklarını söylerler. Talebeye talebe olunamayacağından ötürü onlarla yoldaş olabiliriz.

Varlık bir okuldur. Ve bu okulun ilk öğretmeni Cenab-ı Peygamberdir. Bu okul insana dair sorulara yeni perspektifler katarak soruları yeniler. Soru sormak cevabı bulmaktan daha önemlidir.

Hazreti Peygamberin “ben okuyucu değilim” demesi, “ben acizim, sen Kadir’sin” demektir.

Yüz bini birdir dervişin / Araya ağyar(başkası) gerekmez. (Yunus Emre)

 Yunus Emre harici biri söylese çok iddialı bir söz olurdu herhalde. Yani ispatla dense ispatlanmasında baya zorluk çekerdi büyük ihtimal.

En önemli Mesele iman!

                  En önemli mesele aslında imandır. Eğer bir şeyler konuşacaksak bu iman olması gerekiyor. Bir düşünce söyleyeceğiz bunun imanla alakalı olması lazım. Bir yere bir şeyler yazacağız bunun imanla alakalı olması lazım. İman varsa onun dışında herhangi bir şeyin anlamı vardır. Bir ara şöyle bir söz söylenirdi:

-Hayat imandır.

-Hayat İman ve cehde(İnsanın nefsine hâkim olması)ibarettir.

-Müminin hayatı baştan sona imandan ibarettir.

-Hayatımızda imandan daha önemli hiçbir şey yoktur. 

Şunu bilmeliyiz ki dinde ne oluyorsa imandan dolayı oluyor.

Mesela Abdulkadir Geylan’i insanı kâmil diyoruz, evliya diyoruz. Ne dersek diyelim! Esas şu ana cümleyi hiçbir zaman unutmayalım. Kavi Mümin demektir. Abdulkadir Geylani kavi bir Mümin demektir. Sağlam bir Mümin demektir.

Dinde, cedel bahsini çok eleştiriyoruz. Kendimizde yapmamaya çalışıyoruz ve çalışmalıyız da. Din hakkında konuşurken çok dikkatli ve dualı bir dil kullanmamız gerekiyor. Dini bir bahsi anlamak veyahut hakikat ile ilgili bir bahsi anlamak uğruna kavga etmemiz, olayı bilek güreşine dökmemiz doğru değildir.

Ebu Hanife’nin bir sözünü çok seviyorum. Bu söz gerçekten zihinlimizde sürekli tekrar etmemiz gereken sözlerden biridir. Hani insan gün içerisinde bir sürü lüzumsuz, münasebetsiz konuyu zihninde tekrar edip duruyor. Hâlbuki o münasebetsiz konular yerine doğru cümleleri doğru düşünceleri tekrar etse herhalde çok daha yararlı olur. Yâda sohbetlerimizi o yöne çeksek çok daha yararlı olur düşüncesindeyim.