Write on Perşembe, 11 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Blog

          Kelimelerle her şeyi ifade edebileceğimizi zannederiz. Fakat benim gibi insanlar kelimelere duygu bile katamazlar. Ama istesek bunu kolaylıkla yazabiliriz. Milyonlarca kez, binlerce kez seni seviyorum yazabiliriz. Sadece yazmakla kalırız. Bu kelimeler yetersiz olduğunu çoğumuz farkında bile değiliz…

Write on Perşembe, 11 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Blog

Merhaba,

Bugünkü yazıma,  sizlere bir anımı anlatarak yazıma başlamak istiyorum.

Günlerden bir gün piknik için bir omandayız. Henüz daha araba kullanmayı yeni yeni öğrenmeye başladığım ve  ehliyetimin olmadığı zamanlardı.  

Piknik alanında arabanın ileri alınması gerekti. Hemen ben koştum arabayı ileri alma heyecanıyla direksiyonun başına geçtim. Daha önce birçok kez yaptığım bir işti kendimden emin bir şekilde birinci vitese takip gazı verdim. Ama araba hiç kıpırdamıyordu. Derken beklide hızı az diye ikiyle kalkmayı denedim. İkiden sonra sizde tahmin edersiniz. Üç, dört, beş’ e kadar ne kadar vites şekli varsa hepsini denedim.

Write on Perşembe, 11 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Blog

Sabahın ilk ışıkları gökyüzünde henüz dans etmeye yeni başlamıştı.  Her anı coşkuyla, sevgiyle kucaklayan bir güne merhaba diyordu. Her sabah olduğu gibi bu sabahta kendimle konuşarak güne başlıyordum.

Kendi kendime yüksek sesle konuşmaya başladım.

Write on Perşembe, 11 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Blog

Sabahın henüz çok erken saatlerinde pencereden dışarı bakınıyorum.

Olabildiğince derin bir nefes alarak soğuk ve dingin havayı solumaya başladım.

Bir süre boyunca sessizliği dinlemeye koyuldum.

-Bu sabah diğerlerinden farklı olacak mıydı sence!

Güne başlarken kendimle konuşmayı adet edinmiştim.

Write on Perşembe, 11 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Blog

Bismillahirrahmanirrahim

Bügün sizlere, farklı bakış açılarından bahsetmek istiyorum. Yer yüzünde belki  de  insan sayısı kadar farklı bakış açısı vardır. Her birimiz kendi oluşturduğumuz  dünyanın sınırların da yaşıyoruz. Çoğumuz haklı sebep ve mazeretlere dayandırılımış mutlak doğrularımız içinde yaşıyoruz.

Peki çoğunluğumuzun benzer doğrulara sahip olduğumuz gerçeği ne oluyor diye bir soru aklınıza gelebilir. Dini, felsefi , bilimisel veyahut  maddeci görüşlerle dolu liderler..  Ve onları sorgusuz sualsiz kabul eden, peşlerinden sürüklenen milyonlar. Belki de yaşama bakış açımızı en derinden etkilieyen anlayış burda saklı. Haydi kendimize ufak bir kaç soru soralım.

Neye inanıyoruz?  

Neden inanıyoruz?

Kime inanıyoruz?  

Nasıl inanıyoruz?

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM