Sinema (24)
Terminal, başrolünde Tom Hanks'in oynadığı politik komedi-drama türünde 2004 yapımı bir film. 1988'den 2006'ya kadar tam 18 yıl Paris-Charles de Gaulle Havalimanı'nda yaşayan Mehran Karimi Nasseri'den esinlenilerek çekilmiştir.
Film, Amerika Birleşik Devletleri'ne girişi reddedilince New York'un John F. Kennedy Havaalanı terminalinde mahsur kalan ve aynı zamanda bir askeri darbe nedeniyle memleketine dönemeyen Doğu Avrupalı bir adamı konu alıyor.
Spielberg, önceki filmi olan Catch Me If You Can'ı bitirdikten sonra, daha sonra "bizi güldüren, ağlatan ve dünya hakkında iyi hissettirecek" bir film yapmak istediği için The Terminal'i yönetmeye karar verdi.
Yapım için tesislerini sağlamaya istekli uygun havalimanlarının bulunmaması nedeniyle, LA/Palmdale Bölgesel Havaalanında büyük bir hangarın içine, filmin çoğu Montréal-Mirabel Uluslararası Havaalanından çekilmiş dış mekan çekimleriyle bir çalışma setinin tamamı inşa edildi.
Film, 18 Haziran 2004'te Kuzey Amerika'da hafif olumlu eleştirilerle gösterime girdi ve ticari bir başarıydı ve dünya çapında 219 milyon dolar kazandı.
Konusu
Steven Spielberg'ün gerçek bir olaydan esinlendiği ilgi çekici bir öyküye sahip bir politik komedi olan film, Doğu Avrupa'daki Krakozya adlı bir ülkeden New York'a gelen Viktor Navorski'nin (Tom Hanks) öyküsünü anlatıyor. Amerika yolundayken ülkesinde askerî darbe olması üzerine Viktor, John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı'na gelir, ancak pasaportunun artık geçerli olmadığını öğrenir ve Havaalanında mahsur kalır. Çünkü Birleşik Devletler artık bir iç savaşın patlak vermesinden sonra Krakozhia'yı bağımsız bir ülke olarak tanımamaktadır ve Viktor'un şu anda vatansız olduğu için ülkeye girmesine veya eve dönmesine izin verilmemektedir. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri Gümrük ve Sınır Muhafaza pasaportuna ve uçak biletine el koyar.
Paul ve eşi Catherine evlenmişler ve mutlu bir yuva kurmuşlardır. Kısa bir süre sonra Michelle adını verdikleri bir kız çocukları olur. Ama ailenin mutluluğu uzun sürmez zira Michellle ne görebilir ne de duyabilir. Anne baba Michelle’i dış dünyanın etkilerinden ne kadar korumaya çalışırlarsa çalışsınlar küçük kız büyüdükçe hırçınlaşmaktadır. Catherine bir kez daha hamile kalır ve Sara’yı doğurur. Bu sefer baba Paul Michelle’i bir kliniğe kapatmak ister. Tam da bu günlerde ailenin hayatına Debraj Sahai adında özel bir eğitmen girer. Hem sağır hem kör hem de dilsiz olan Michelle’i eğitmeye gönüllü olur. Küçük kız onun ellerinde hırçınlığını yavaş yavaş bir kenara bırakarak, eğitim almaya hatta normal çocuklar gibi okula gitmeye bile başlar…
Film 20 yy.’ın başlarında yaşamış olan Helen Keller’ın gerçek hayat öyküsünü anlattığı otobiyografik kitabı The Story of My Life’ın Hindistan sinemasındaki uyarlaması. Filmin yönetmenliğini Sanjay Leela Bhansali üstlenirken, başrol Michelle McNally.
Temiz kalpli,iyi niyetli bir adam olan Abu ve karısının tek amacı hacca gitmektir..Hacca gitmek için uygun koşullara sahip olmadıkları için para toplarlar..Amaçları doğrultusunda başlarına gelen olayları içeren bir yapım.
İdealleri için İmamlığı bırakıp Film Yönetmenliği yapan Mehmet, yeni filmi için gereken yatırımı bulamaz. Maddi sıkıntılar içerisinde yaşamını sürdüren Mehmet’in eşi kendisinden boşanır. Küçük kızı Ayşe ile Pansiyonda kalan Mehmet, çekmek istediği filmi için kapı kapı yapımcıları dolaşır. Ancak, Mehmet’in filmine kimse yatırım yapmaz. Mehmet, borç içindedir, parasız kalır ve kızı Ayşe’ye dahi bakmakta zorlanır. Kızı Ayşe’yi Çocuk Yuvasına yerleştiren Mehmet, annesinin vefatıyla derin bir üzüntü ve çaresizlikle dibe vurarak hayata yenik düşer. İntiharın eşiğine gelen Mehmet, yaşam hakkında öğütler veren bir Derviş’in ansızın ortaya çıkmasıyla intihardan döner ve yeniden mücadeleye devam eder. İlk bulduğu işte, zor şartlar altında otelde bir temizlikçi olarak çalışmaya başlar. Ara sıra kızı Ayşe’yi ziyaret eder.
22 yıl mezarlıklarda bekçilik yapan Beşir'in ilginç öyküsü. Beşir, ailesinden, çevresinden ve dostlarından görmediği ilgiyi mezarlıktaki ölülerde arar. Onlarla konuşur, acılarını ve mutluluklarını onlarla paylaşır. Ailesi ve çevresinden tüm bağlarını koparan mezar bekçisi Beşir, kendini adadığı ölüler dünyasında, onların resimlerinden garip bir koleksiyon yapar. Onu tedavi etmeye çalışan pisikolog ise Beşir'in dünyasında kendini bulacaktır.
* Türk Edebiyatı Vakfı
* Necip Fazıl Kısakürek Senaryo Yarışması Jüri Özel Ödülü
Sosyal İkilem’in (Social Dilemma) düşündürdükleri
15 Eylül 2020
Son günlerde, çevremdeki pek çok kişi Netflix orijinal belgeseli “Social Dilemma”yı (Sosyal İkilem) izlemem gerektiğini söylüyordu.
Dün, bu belgeseli izleme fırsatı buldum. Social Dilemma, benim de iş hayatında yakın çalıştığım, Silikon Vadisi’nin önde gelen şirketlerinden Google, Facebook, Instagram (Facebook tarafından satın alındı), Twitter ve Youtube (Google tarafından satın alındı) eski çalışanlarının söylemlerini içeren (ki bu kişilerin bir bölümü, Facebook’un erken aşama yatırımcısı, Facebook’un gelir kazandırma yöneticisi, Facebook Like’ın ve Youtube öneri platformunun geliştiricileri), bu kişilerin eski çalışmalarını kınayan ve teknolojinin topluma negatif ve manipulatif etkisini eleştiren aktivistlerin düşünceleri doğrultusunda hazırlanmış gerçekten önemli mesajlar barındıran bir belgesel.