Radiytu billahi Rabben: Rab olarak Allah’ı Kabul ettik. Allah’ın bizi yaratmasından dolayı çok memnunum. İyiki de bizi yaratmış. Ufak tefek sorunlar, sıkıntılar oldu. Çıkan sorunlardan da bazılarını da biz abarttık. Fakat Yarabbi senden çok razı oldum.
“Dinin nedir?”
-Dinim İslam’dır.
Radiytu bil İslami Dinen:
-Biz İslam dininden çok memnunuz. Çok beğendik ve razı olduk. Bazı emirleri ağır geldi. Tıpkı, yokuş çıkan araba gibi bunun sonucunda da birazda zorlandık. Din bizden sürekli bir şeyler istedi fakat bizim kendi yaptığımız hatalar günahlarla da olsa biz bu dini yaşamaya çalıştık. Bir ömür olsa da bu dini yaşamaya çalışsak. Hatamızla ve günahımızla biz bu dini çok sevdik! Dememiz gerekiyor.
-“Peygamberin Kimdir?”
-Bu nasıl bir Peygamber biz onu o kadar çok sevdik ve beğendik ki anlatamayız. Her şeyini çok sevdik.
-“Kitabın nedir?”
-Onu okumasak bile varlığı, ismi, bile bize haz veriyordu.
Böyle dememiz lazım ve gün içinde bunu tekrar etmemiz ve kendi kendimize telkin etmemiz gerekiyor. Günde birkaç kez Kiramın Kâtibin melekleri ile buna benzer konuşmak gerekiyor... Ölümü, ölüm sonrasını, kefeni, mezarı, hesabı, kitabı düşünmek deniyor…
Sonuç olarak her düşünce ve hareketimizde Allah’ı katmamız gerektiğini unutmamamız için bunları söyledik.
Bazı insanlar Böyle din’ den Ahlak çıkartmak için şöyle diyorlar: Adam iyi Ahlaklı olsun, iyi insan olsun, yalan söylemesin yeter! Sana yeter belki ama bana yetmez! Yalan söylememek gereklilik fakat bir insan Allah’a iman etmemişse, işi Allah’a bağlamamışsa O kişinin doğru söyleyebilmesi mümkün değil!.. Söylediği söz yalan olmayabilir fakat sözlerin doğru olmasının imkânı yok. Cenabı Allah’ın bir isimde HAKK’dır.
( (22:6): … Çünkü Allah hakkın ta kendisidir.)
“Allah ’sız bir doğru doğru olamaz!”
Bu cümleyi iyi anlamamız, içimize çekmemiz, meşrep (huy, karakter, mizaç) haline getirmemiz gerekiyor. Bu cümlelerin toplamı otuz tanedir. Bu cümlelerin tamamını vird(zikir şeklinde tekrar) edinmemiz gerekiyor. Allah için, Allaha, maksadım Allah, mesele Allah’tır. Nakşibendilikte şu kelime çok sık tekrar edilir. Adam yüz kez Allah kelimesini zikrediyor. Zikir arasında şu zikri söylüyor...
İlahi ente maksudi:Allah’ım maksadım sensin.
Ve rızaike madlubi:Ve amacım senin rızanı kazanmaktır.
Bunu daha zikre başlarken söylüyoruz zaten fakat bu zikirleri çekerken belirli sayıdan sonra aklımız karışabilir. Bunun nedeni içimizde esnekliği de çok olan muazzam bir canavar var. Hem gücü kuvveti çok fazla hem de yenmemiz mümkün değil! Birde çok esnek bir yapıdadır. Kılıktan kılığa giren bir canavar var. Nefis yâda diğer adıyla Ego böyle bir şeydir. Bazen bir ağlaması tutuyor zannedersin iyi bir şey yapıyor. Aslında orda yaptığı çoğunlukla senin gazını almaktır. Bezende farklı numaralar deniyor. Yani hilesi ve numarası çok fazla olan bir düşmanla karşı karşıyayız. Onun için Nakşibendilikte zikirlerin arasında İlahi ente maksudi:Allah’ım maksadım sensin.Ve rızaike madlubi:Ve amacım senin rızanı kazanmaktır. Sözünü tekrar ederek niyetini sabit tutması gerekiyor. Çünkü Müminin Niyeti amelinden hayırlıdır.
…Umulur ki merhamet edilir size, takva sahibi olmalısınız…
Takva kelimesi bir iş yaptıktan sonra Allah’a teslim olmak demektir. Mesela sadaka verdikten sonra verende, alanda seninsin diyebilmenin adına takva denir. Peygamber Efendimiz için takva. Attığı taştan sonra Cenabı Allah ona diyor ki;
Attığında sen atmadın Allah attı.
Enfal 17
Bu ayet Peygamber efendimizin takvasıdır. Peygamber Efendimiz bunu duyduğunda amenna ve saddakna (iman ettim ve tasdik ettim) dedi diyelim. Attığı taşı yarabbi ben atmadım sen attın!... Öğrendiği bilgiyide Rahman olan Allah’ım ben kendim öğrenmedim yarabbi sen öğrettin diyor.
Yaptığımız fiillerden beri olarak, Terk-i Efal yaptığımız her fiili Allaha bırakmaktır takvanın adı. Takvanın korkmak ile alakası yoktur. Takva geriye çekilmek demektir. Burada Fail olan Allah, gözüken Allah düşüncesi ile geriye çekiliyorum. Namazı kıldım! Namazı ben kılmadım kıldırmayı nasip eden Allah’tır. Yaptığımız Salih amellerde kendimize pay çıkartmıyoruz. Yaptırtmayı nasip eden her daim Allah’tır. Yapılanlardan kendimize pay çıkartıyorsak takva sahibi olamamamızdandır.