Tasavvuf

Tasavvuf (143)

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 3074 kez
Ögeyi Oylayın
(3 oy)

LA YÜKELLlFULLAHU İLLÂ NEFSEN VUSAHA 

Allah nefsin taşıyamayacağı yükü vermez. La yükeltifullahe : Allah teklif etmez, Allah'ın teklifi yoktur. Neye : Kimseye teklif etmemiştir. Hiç bir mahlûkata bile. Ancak nefse... Onun da kaldıracağı kadar yüklemiştir. İlla nefsen vüsaha : Ancak nefsin kaldıracağı kadar vardır. O halde teklif hudutludur.
Allah'ın yüklediği bir iş yoktur. Ancak nefsin tahammül edeceği kadar vardır. Bunda indi ilâhinin mahlûkata karşı gösterdiği adalet mevcut olduğu gjbi Allah'ın azizul hakim, Gafurur Rahim olduğu bildirilmektedir.
Cesede Hayy verilmiş. Cesedi işletir, işi odur. Yani makinanın benzini mesabesindedir. Buraya yani hayy ile işleyen cesede ruh verilmiş cesedi idare eder ve hünerlerini bu ceseddeki bulunan organlarla gösterir. Ruh aynı zamanda muakkildir. Nefis de bu iki nesnenin arasındaki tezahurlardır. Nefis serbest bırakılmıştır.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 2237 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Ebü'l-Hasan El-Harakânî 
Prof. Dr. Abdulhakim Yüce

Tasavvuf, bir ölçüde beşerî sıfatlardan sıyrılarak, melekî vasıflar
ve ilâhî ahlâka bürünerek, mârifet, muhabbet ve zevk-i rûhânî
yörüngeli yaşamaktır

Tarih sayfalarına isimleri altın harflerle yazılan şahsiyetler vardır. Bu şahsiyetlerin, Peygamberler ve onların yol arkadaşlarından sonra en önde gelenleri, engin bir ibadet, tefekkür, irşad ve mücahede/mücadele hayatı yaşamış mânâ erleridir. Yetiştirdikleri mürid ve talebeleri, bizzat kaleme aldıkları veya konuşmalarından talebeleri tarafından derlenen yol gösterici eserleri ve yaşadıkları hayatları ile bu şahsiyetler, asırlar geçse de hep hayırla yâd edilmiş, örnek alınmış, bazı vefakârlarca hemen her duada hatırlanmış ve duaların kabulüne vesile edilmişlerdir.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 1923 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

(1862-1954)Mutasavvıf-şair.


Erzurum'un Pasinler ilçesine bağlı Gül-lüköy'de dünyaya geldi. Asıl adı Osman'­dır. Doğum tarihi nüfus tezkeresinde 1881 olarak kaydedilmekteyse de bizzat kendisinin kaleme aldığı hal tercümesin­den bu tarihin 1862 olması gerektiği an­laşılmaktadır.
Bir buçuk yaşında iken geçirdiği çiçek hastalığı sonucunda gözlerini kaybeden Kemâlî Efendi, altı yaşına geldiğinde bir süre köyün hocasından hafızlık dersi al­dıysa da bir ilerleme sağlayamadı. Bunun üzerine Erzurum'a götürüldü. Burada bir medresede şanssızlık eseri hafız yetiştir­me usulünü bilmeyen bir hocaya teslim edilince yine bir netice alınamadı. Kendi ifadesine göre hocanın bilgisizliği yüzün­den dört yıl kaybettikten sonra oradan alınarak Erzurum ulemâsından Yeşil İmam diye anılan Cafer Ağa Camii imam ve hatibi Seyyid Mustafa Efendi'ye teslim edildi.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 2953 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler sürekli orada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.

Bugün, mevcut olan her şeydir; şimdi senin var olduğun, her zaman var olacağın yegâne zamandır. Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.

Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtaşıdır.

Basit olan ego için cazip değildir, basit olan egonun ölümü demektir.

Unutma, kafa bir köle olarak çok güzel bir köledir. Çok işine yarar. Ama bir sahip olarak tehlikelidir ve bütün hayatını zehirler.

Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 2182 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Bismillahir Rahmanir Rahim 
Safer ayında Levhi Mahfuz'dan birinci kat semaya 320.000 bela inmektedir. Bu belalar ve kazalar sene içine yayılmaktadır. Bir dahaki safer ayına kadar bu 320.000 beladan birinin size isabet etmesinden korunmak isterseniz, aşağıda tarif edilen namazları kılınız, tesbihatları yapınız. Aile efradınıza ve çevrenize de tavsiye ediniz. Bu namazları kılanların, bir dahaki sene aynı güne kadar (üzerine kat'i yazılmış yani ALLAH Teâlâ 'nın C.C., senin üzerinde gerçekleşmesine kesin hüküm verdiği kazalar müstesna) kazalardan korunacağı rivayeti vardır.

Sefer ayı boyunca her gün aşağıdaki dua en az bir kere okunmalıdır:

” ALLAHÜMME BARİK LENA Fİ ŞEHR-İ SAFER VAHTİM LENA BİSSAADETİ VEZZAFER.”

Safer ayının ilk ve son çarşamba gününün gecesinde, yani salı gecesi kılınacak namaz:

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 1364 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Güneş ışığının mağaraya sızmasını engelleyecek uzunlukta bir geçitle dış dünyaya bağlanan büyük bir mağara düşünün. Sadece kollarından ve bacaklarından değil, başlarını çevirip birbirlerini, hatta kendilerini bile göremeyecek biçimde boyunlarından da bağlanmış bir dizi mahkum, arkaları mağaranın girişine dönük olarak karşıdaki duvara bakıyor olsunlar. Bütün görebildikleri karşılarındaki duvardır ve bütün yaşamları boyunca bu durumda olsunlar, hiçbir şey bilmesinler.

Mağarada, arkalarında parlak bir ateş yanıyor olsun. Ateşle kendileri arasında bir adam boyu duvar bulunsun ve bunu da bilmesinler. Bu duvarın öteki yanında başlarının üzerinde bir şeyler taşıyarak durmadan öteye beriye giden insanlar olsun.Bu nesnelerin gölgeleri ateş sayesinde mahkumların baktıkları duvarlara düşer ve onları taşıyan insanların sesleri bu duvardan yansıyarak mahkumların kulaklarına gelir. Şimdi diyor Platon mahkumların bütün algılayabildiği varlıklar, bu gölgeler ve yankılardır.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM