Write on Salı, 15 Ocak 2019 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

PADİŞAHIN İKİ KÖLEYİ SINAMASI

Bir padişah ucuza iki köle satın aldı. Onlardan birisiyle bir iki söz konuştu. Köleyi anlayışlı, zeki ve tatlı sözlü buldu. Zaten şeker gibi dudaktan ancak şeker şerbeti zuhur eder. Ademoğlu dilinin altında gizlidir. Bu dil, can kapısına perdedir. Bir rüzgar esti de kapıyı kaldırdı mı evin içinde ne varsa görürüz. 

O evde inci mi var, buğday mı altın hazinesi mi var, yoksa yılan akreple mi dolu? Yoksa içerde hazinemi var da kapısında yılan beklemekte? Çünkü altın hazinesi bekçisiz olmaz. Köle, düşünmeden öyle söz söylemekteydi ki başkaları beş yüz defa düşünür de ancak öyle bir söz söyleyebilir. 

Sanki içinde deniz var, deniz de baştanbaşa söyleyen incilerle dolu. Ondan parlayan her incinin nuru, Hak ile Batılı ayırır.

Write on Salı, 15 Ocak 2019 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

 MEVLÂNÂ’NIN MESNEVÎ’SİNDE “ÖKÜZ” METAFORU  Ahmet ÖGKE 

“Hayvan duygusu, o sûretleri (ilâhî tecellîleri) görseydi, öküzle eşek de vaktin Bâyezîd’i olurdu…” 1

(Hz. Mevlânâ) 

Özet

Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde “Öküz” Metaforu
Tasavvuf düşüncesinde “öküz” metaforu, genellikle “yeme, içme, uyku ve cimâ„ gibi hayvânî ve nefsânî sıfatlar” gibi mânâları ifâde etmek üzere kullanılmıştır.
Biz bu çalışmamızda, “acaba Mevlânâ, Mesnevî‟sinde “öküz” metaforunu hangi anlamlarda kullanmıştır?” temel sorusunun cevaplarını arayacağız. Bu bağlamda onun “öküz”e yüklediği “nefs, geçimlik dünyâ malı, hayvânî hislerine kapılıp nefsine uyan kişi, münâfık/iki yüzlü kişi, sahte şeyh/müteşeyyih/şeyh taslağı, mânevî/tasavvufî hakîkatlerden

Write on Pazar, 23 Aralık 2018 Yayınlandığı Kategori Kıssadan Hisse

Bir gün aslan, kurt ve tilki avlanmak için dağa çıkmışlardı. Avları yakalayıp birbirinin sırtına yükletmek ve taşımak için yardım edeceklerdi. Üçü birlikte o geniş kırda birçok av tutacaklardı. Aslında erkek bir aslan için kurt ve tilki ile arkadaşlık etmek ayıptı, lâkin aslan onlara ikram olsun diye, kendilerine yoldaşlığı kabul etti. 

Hikâyedeki aslandan maksat, hakîkat ve mârifet aslanı olan “veliyy-i kâmil”dir. Kurt ve tilkiden murat ise; hayvanlık sıfatından kurtulamamış sûrî insanlardır. Evliyâullah hazarâtı, bazen böyle hayvan sıfatlı insanlarla beraber bulunurlar. Çünkü Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, “Cemaat, Allâh’ın rahmetine sebeptir.” buyurmuştur. Olur ki, cemaat arasında Allâh’ın sevgili bir kulu bulunur; onun yüzü suyu hürmetine, diğerleri de Allâh’ın lutf u keremine nâil olurlar.

Write on Pazar, 14 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Kıssadan Hisse

Davut a.s. zamanında bir adam herkesin yanında daima şöyle dua ederdi:

- Ya Rabbi, bana zahmetsiz, eziyetsiz bir rızık var. Beni tembel, hor, hakir ve miskin yaratan sensin. Öyleyse benim rızkımı da çalış­madan ver. Ya Rabbi, senden zahmetsiz, eziyetsiz ve ummadığım bir rızık istiyorum. Zaten istemekten başka bir şeye çalıştığım yok ki.
Adam gündüz gece, sabah akşam demeden bu duaya devam et­ti. Halk onun bu sözlerine, dua edip durmasına gülerdi.

- Bu sersem ne söylüyor, diyorlardı, rızık kazançla, zahmet ve meşakkatle kazanılır.

Herkes bir sanat, bir iş tutturmuş, rızkını öyle elde ediyor. Rızıklar sebeplere yapışılarak kazanılır.

Davud Peygam­ber (a.s.) bile bu kadar yüceliğine rağmen çalışıyor. Bu kadar mucize­si var, yine de Allah (c.c.) onun bile rızkını çalışmadan vermiyor.

Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Şiir

Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın canı.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.

İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Bensiz geçme, ey zaman, istemem.

Sen benimle beraberken
Hem bu dünya güzel bana, hem o dünya güzel.
İstemem, bensiz kalma bu dünyada sen,
O dünyaya bensiz gitme, istemem.

İstemem, ey dizgin, bensiz at sürme.
İstemem, ey dil, bensiz okuma.
İstemem, ey göz, bensiz görme.
Bensiz uçup gitme, ey ruh, istemem.

Senin aydınlığındır aya ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir aysın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem.

Write on Perşembe, 04 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Şiir

Bu Gün Ahmet Benim
Bugün ahmet benim,
ama dünkü Ahmet değil.
Bugün anka benim,
ama yemle beslenen kuşcağız değil.

Enelhak kadehiyle
bir yudum içen sızdı
Tarılık şarabından.
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM