Write on Cuma, 12 Mayıs 2017 Yayınlandığı Kategori Tasavvuf

Üsküdar da Alaca minare karşısında medfun kutbu’l ârifin ve ğavsul vasilin Şeyh Sadık Efendi (kuddise sirruhul-aziz) hazretlerinin kitab-ı mahbublarıdır:

Allahü Zül-Celâl’e hamd ü sena, Resulüne salâvat ve selamdan sonra tâlibi didar ve salik-irah-ı hakikât olan Mü’min kardeşlerime dualar okuyup tarafımdan kendilerine işbu risale hediye olunmuştur. Zira manevi peder olan bir kimsenin manevi evlatlarına nasihat edip tavsiyelerde bulunmaktan daha büyük bir hediye olmaz. 

Benim ruhum gönül gönülden, dil dili var dilden, dile dil dileğin dilden dile verilmez. Hane-i dile Zeyd u Amr ile bile herkes bulunduğu tarîkin ilmini tahsil edip sonra ilmine başlamalı. İlk olarak herkese farz-ı ayn olan Şeriat ilmi ile başlanır. Sonra en lüzumlu olan Tarîkat ilmidir. Sonra Ma’rifet ilmi lazımdır. Sonra Hakîkat ilmi Hakk’ın nimetidir.

Ama ilim bir okyanus olduğundan, bunun bir katresi beyan edilmiştir. Sebep de: ’İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır.’’ sözünün şümûlüne (içine alma, kaplama, kapsama) girmek ümididir. Hiçbir karşılık beklemeden kaleme aldığım bu Risale için Tevhid ehlinin dualarını ümit ederim.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM