Sinema

Sinema (24)

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 6639 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

PK. bi şehirdeki yabancının düşünceler komedisidir. P.K.(Aamir Khan) Daha önce kimsenin sormadığı sorular sorar. Bunlar masum, çocuk gibi sorulardır ama cevapları enteresandır.P.K.'in masum gözlerini gören insanlar kendi monoton hayatlarını gözden geçirirler.P.K.'in sadık arkadaşları ve dostları olur. Kırık kalpleri düzeltir öfkeleri dindirir. P.K.'in çocuksu merakı kendisi ve milyonlarca insan için manevi bir yolculuğa dönüşür.Film karmaşık felsefelerin iddialı ve benzersiz yönlerini orijinal bi şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca basit, kahkaha dolu, insani bir aşk masalı da süregidiyor. Sonuç olarak ayrı dünyalardan gelen yabancılar arasında dostluk destanı işlenmiş diyebiliriz.

http://www.sinemalar.com

Yazan Written on: Cuma, 12 Mayıs 2017 Okunma 5120 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Gerçek bir hikayeden esinlenilen filmde; 2004 deki büyük Tsunami felaketinin ortasından kalan bir ailenin korku içerisinde yaşama tutunma mücadelesi anlatılıyor..

Maria ve Henry 3 çocuklarıyla birlikte kış tatillerini geçirmek için Tayland'a giderler. Bu tropik cennete birkaç gün keyifli vakit geçirmek isteyen aile, 25 Aralık gecesi düzenlenen Christmas partisine gider ve bolca eğlenirler. Ertesi sabah havuz keyfi yaptıkları sırada korkunç bir gürültüyle ortalık sarsılmaya başlar. Maria ve Henry korku içinde dona kaldıklarında, otelin duvarları üzerinden dev dalgalar da üzerlerine doğru hızla gelmektedir!
26 Aralık 2004'te yaşanan tsunami felaketini kurtulmayı başaran bir ailenin gerçek hikayesi üzerinden anlatan filmin başrollerinde Naomi Watts ve Ewan McGregor'u seyrederken filmin yönetmenliğini ise The Orphanage filmiyle tanıdığımız J.A. Bayona üstleniyor. 1

Yaşamın içinden geçen insan birden bire başına gelen felaketler sonucu asıl değer vermesi

Yazan Written on: Perşembe, 11 Mayıs 2017 Okunma 6309 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Film Ruanda'da 1994 yılında Hutu ve Tutsi etnik grupları arasında çıkan ve büyük sayıda (yaklaşık 800 000) Tutsi'nin yaşamını kaybetmesiyle sona eren şiddet olayları ve katliamı konu alır ve filmin senaryosu Ruanda Katliamındaki gerçek olaylara dayanmaktadır. Ana karakter Kigali'deki Hôtel des Mille Collines'in müdürü olan Hutu kökenli Paul Rusesabagina'dır. Bir Hutu olan Paul Rusesabagina, Hôtel des Mille Collines'in müdürüdür ve Tutsi bir kadınla evlidir. Katliam başladığında öncelikle kendi ailesini kurtarmaya çalışsa da durumun farkına varınca kendi ailesinin yanı sıra kurtarabildiği tüm

Tutsi ve Hutu mültecileri kurtarmaya çalışır. Filmdeki bu çerçeve hikâyenin yanı sıra, Ruanda Katliamına dair birçok bilgi sunulmaktadır.

Yazan Written on: Perşembe, 11 Mayıs 2017 Okunma 5737 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Los Angeles şehrinde birbirinden haberdar olmadan yaşayan sıradan basit insanların sadece otuz altı saatte birbirleri ile tanıştıklarını anlatıyor film...Bu insanların nasıl bir araya gelirken neler yaptıklarını nasıl yaşadıklarından bir kesit sunuyor bize...Yönetmen Paul Haggis bu filmde insanların kötü iken aynı zamanda iyi olduğunu anlatıyor...Irk kargaşası , insanların birbirine bakış açısı ve iyi olan kavramı ele alan film aynı zamanda en iyi film oscarını kazanarak ne kadar kaliteli olduğunu kanıtlamıştır...Ayrıca oyuncuların hepsi birer başrol ve hepside rollerinin hakkını sonuna kadar vermiş...

Editörün Notu:

Merhaba,

            Bugün sizler çarpışma filmi hakkında birkaç şey paylaşmak istiyorum. Film ilk başta insandaki ırkçılık ve ötekileştirme duygularının oluşma aşamalarını ele almış. Her insan kendi oluşturduğu sanal dünyasında haklı sebeplere dayandırılan ötekileştirme olayı farklı karakterlerle çok iyi işlenmiş.

Yazan Written on: Perşembe, 11 Mayıs 2017 Okunma 4777 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

 Filimin kısaca özeti:

 Truman çok güzel bir adada yaşamaktadır...  Fakat bu ada, Truman dışında her şeyin sahte olduğu bir ortamdır ve doğduğu günden itibaren devamlı olarak seyirciler tarafından izlenmiştir. Truman, bunun hiç farkında olmaz,  ta ki öldüğünü sandığı babasını görene dek.

 Editörün notu:

 İzlediğim filimler arasında farklı bakış açısına sahip nadir filimlerden biri. En başta özgün konusu ve oyunculuk gerçekten izlenmeye değer bir filmi yapıyor. Filmi izlediğimde aklıma gelen belli başlı  düşünceler;

Yazan Written on: Perşembe, 11 Mayıs 2017 Okunma 4711 kez
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

 Bir gökdelenin 13. katındaki ofislerinde buluşan yüksek teknoloji dahilesi Douglas Hall ve güzel iş arkadaşı Whitney henüz çok gizli olan, en son yazılımlarını denemektedirler. Olağanüstü bir sanal ortam simülatöründe Douglas, 1930'ların Los Angeles'ine gidip harikulade bir macera yaşamaktadır.

Genç adam biraz tehlikeli ve işlerin yolunda gitmediği bir seansı terkedip gerçek hayata döndüğünde tatsız bir süpriz onu beklemektedir: şirketin kurucusu ve hepsine ilham veren Hannon Fuller öldürülmüştür. Üstelik hafızasında delikler oluşan Douglas da bir numaralı şüphelidir.Bunlar olurken Paris'ten çıkagelen gizemli güzel Jane, Hannon'un kızı olduğunu iddia etmektedir ve Douglas'a da fena halde çekici gelmektedir.

NE İZLESEM

 
 

NE OKUSAM